Kar neden yağar kar ?
Eğer Gölgesizler filmine veya kitabına sızabilseydim Cennet'in oğlu "Kar neden yağar kar ? " diye sorduğunda " Bizi mutlu etmek için" diye cevap verirdim.
Siz şimdi otursanız bana karın bilimsel şekilde oluşumunu en zeka düzeyi düşük insana anlatır gibi anlatsanız da ben karın bizi mutlu etmek için yağdığına inanacağım. Çünkü insanı en çok inandığı şeylerin gerçekliği mutlu eder. Ve utanmadan bunun romantik bir eylem olmadığını savunacağım. Çünkü ben aynı zamanda "her haltın romantikleştirilmesine karşı olanlar derneği" başkanıyım . Ehh herkes biraz ikiyüzlüdür.
Peki kar neden mutlu ediyor bizi ? Biz mutlu olmuyoruz ki diyen bir kaç kılçık tipi kenara koyup devam ediyorum. Çünkü kar bize rağmen doğanın hala kafasına eseni okuyabildiğinin kanıtıdır. İşte bunu mahvedemedin insanoğlu. Ucundan azcık mahvetmiş olabilirsin gerçi istanbul'a artık pek o kadar da kar yağmıyor ama mesela bu sene Erzincan'ın dağ köylerine 2 metre kar yağdı. İşte onu mahvedemediğin gibi o seni mahvetti insanoğlu. Yollar kapandı hayat durdu.
Ben belki de bunu seviyorum. Hayatın durması mevzusunu. Doğadan gelenin karşısında insanların eşit olmasını. Tam olarak hangi sene olduğunu hatırlamıyorum 2014 veya 2015 olmalı. Öyle bir kar yağmıştı ki trafik felç oldu çoğu insan ben de dahil eve yürüyerek döndü. Herkes eve kapandı. Sonra fırtına dindi herkes sokaklara döküldü.
Karda eğlenmek de eşit. Zengin fakir ayırmaz. Elbette aşırı soğuk ve sıcak her zaman öldürücüdür ama bundan ne güneşi ne de karı sorumlu tutamazsın.
Bu karın suçu değildir ama bu insanoğlunun suçudur. O her zaman ki gibi bizi mutlu etmek için yağmıştır ama biz hayatı onu hesaba katmadan sürdürmeye çalışmışızdır.
Karla ilgili en sevdiğim şey sanırım ansızın gelmesi. Bir gün önce hiç bir şey yoktur ama bir sabah kalkarsın her yer bembeyaz. Sihir gibi.
Bir o şahane sessizlik. Kırsal alanda ve küçük şehirlerde sessizliği yakalamanız kolay olabilir ama istanbul'da buna iki şey sebep olur. İftar vakti ve 30 santimden fazla kar. O kargaşa diner istanbul susar. Sonra kalkar dışarı çıkarsın.
Karın ayaklar altında çıkardığı o ses...
Hiç yeni ot biçilmiş bir yerde yürüdünüz mü ? Bahçeden bahsetmiyorum. Orakla biçilmiş tarlalardan bahsediyorum. O kökler kurur siz yürüdükçe kükrer. Ah işte bir ona bir de karda yürümenin sesine aşığım.
***Okuyucunun dikkatine bu yazı halâ romantizm içermemektedir***
Bir de şimdi yeni bir moda var. Yazcı kışçı bölünmesi. En küçük yapı taşına kadar bölünen insanımız bu konuyu atlayacak mı sandınız? Haha yanıldınız.
Hiç bir boktan eksik olmayanlar derneği başkanı olarak ben de hemen kışçı mevzilerinde yerimi aldım. Çünkü bir insanı yazı sevebilmesi için beyninin güneşte yanmış olması lazım. Hele böyle bir ülkede. Temizlik imandan gelirken istanbul trafiğine takılmış olmalı ki kimsenin sudan sabundan haberi yok. Burnu çok aşırı iyi koku alan biri olarak yazları benim için cehennemi andırıyor. Eminim öte dünyaya göçersem -ki ben pek ahirete inanmam ama yine de bilemezsin- cehennemin girişinde "bu gariban çekeceğini çekmiş" deyip beni az yakarlar.
Bir de yazcıların aşırı saçma "doğalgaz faturalarımızı kışçılar ödesin " talebi var ki dizlerimin üzerine çöküp ellerimi göğe açıp Muhlis Akarsu'dan "Şikayetim sana Tanrım çektiklerim yetmez mi dost " türküsünü söylemek istiyorum. Böyle saçma bişey olabilir mi yauu ? Sanki karı ben yağdırıyorum havayı ben soğutuyorum. Hadi atayizler bunu açıklayamaz da mümin yazcı kardeşim çıksana Allah katına orada söyle bakayım " Benim doğalgaz faturamı Allah ödesin" diye. Haaah işte o zaman bir daha asla ısınma problemin olmaz. Direkt cehenneme.
Neyse ne diyordum. Hah kar bizi mutlu etmek için yağar. Karı sevin karı öpün kardan mutlu olun.
Yorumlar
Yorum Gönder