Nobahari






Bir şarkının hikayesi: Nobahari 

Farsçada ilkbahar anlamına geliyor Nobahari. Onu bir kelimeden daha fazlası yapan ise İranlı şair Sadi-i Şirazi. Kendisi sık sık İran'ın bir diğer büyük şairi Hafız-ı Şirazi ile karıştırılır. Fakat Sadi Hafız'dan önce yaşamış hatta Hafız-ı Şirazi'nin etkilendiği şairler arasındadır. İkisinin iki büyük şair olmasının dışındaki ortak özellikleri Şiraz'da doğup Şiraz'da ölmeleridir. Bu sebeple Şirazi yani Şirazlı olduklarını belirten bir ekle isimleri tamamlanmıştır.

İran müziğine aşina olanlar Sadi'nin bu efsane şiirini Muhseen Namjoo'nun adeta bir marş gibi bestelediği ve söylediği şarkısı ile biliyordur. Namjoo şarkıyı başka bir İran'lı sanatçı Shahram Nazeri'ye ithaf etmiş.
Ama biz çok başka bir ses ve görüntü ile belleğimize kazıdık. Bir son şarkı...
Sadi yazarken Namjoo bestelerken şiirin/şarkının böyle bir sona tanıklık edeceğini bilmiyorlardı elbette.

" Şimdi nasıldır bahçenin hali ey bahar meltemi 
Çünkü bülbüller figan ediyor böyle gamlı telaşlı " 

İran sinemasını dünyaya tanıtan yönetmenlerden biri olan bol ödüllü yönetmen Abbas Kiyarüstemi 2016 yılında Paris'te Mide kanseri için tedavi görüyordu. Ne yazık ki bu illet hastalık yakasını bırakmadı. Son bir şarkı dinlemek istedi ölüm döşeğinde.
Nobahari...
Kiyarüstemi şiirle her zaman içli dışlıymış. Bu isteğinin bir anlık bir karar olmadığını düşündürdü bu yüzden bana. Zaten dizelere bakıldığında da anlaşılıyor.

" Gül nedir ki senin can alıcı güzelliğinin karşısında 
Sen çiçekler arasında, dikenler içinde gül gibisin " 

Son dileği yerine getirmek Solmaz Naraghi'ye düşmüş. Muhseen Namjoo'nun marş gibi söylediği o şarkıyı Naraghi yüreğimizi dağlayacak tınılarla bezemiş. Coşkunun yerini hüzün almış. Bu vedaya uygun hale gelmiş böylelikle.

" Ey şifa kaynağı mücevher, hastalarına bir bak 
Merhem elinde fakat bizi yaralı bırakıyorsun " 

Bu anlar bir başka yönetmenin kamerasından bizlere ulaştı ve ölümsüzleşti. Cafer Penahi. Bu videoyu
Abbas Kiyarüstemi'nin ölüm yıl dönümünde kendi sosyal medya hesabından yayınlamasaydı,  Solmaz Naraghi "ömr-i deger be-bâyed be’d ez vefât mâra" dediğinde  Kiyarüstemi'nin gözünden süzülen yaşa tanıklık edemeyecektik.
Hayattan kayıp giden bir adamın yalnızca umutlanarak geçirdiği bir ömürden sonra bir başka ömür isteği hafızalarımıza her daim kazılı kalacak. 

" Bir ömür daha lazım vefatımızdan sonra
Çünkü bu ömrümüzü sadece umutlanarak geçirdik " 






Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önceki yorum edit: Güzel bir yorumlama olmuş ...

      Sil

Yorum Gönder

Popular Posts

Ben, Kirke

Ahlat Ağacı