Köy Günlüğü -2
*
Köye uyum sağlamak o kadar zor olmadı tabi. Bir kere
Allah’ın dağında o kadar az insanla kalınca maske çıktı hayatımızdan. Oksijen
çarpmasıyla tanıştık. Öyle ki sabah beşte dinç uyanıp akşam dokuz buçuk gibi
yataklara koşuyorduk.
Yeni biri gelince doğru karantinaya yollanıyordu. 14 gün
boyunca yok sayıldıktan sonra virüssüz oldukları anlaşınca onlar da bu
özgürlüğün tadını yaşadılar. Köyümüzde ev harici herhangi bir şey bulunmuyor.
İhtiyaçlarımız şehre giden minibüs ve köye gelen sebzeci tarafından
karşılanıyordu. Köyde yaz demek bolluk bereket demektir. Bahçeler olmaya
başladı mı ekmekten başka ihtiyacınız kalmaz. Onu da sacda kendiniz
pişirirsiniz.
*
Aylar sonra sebzeci yeniden geldi. Karın biraz kalkmasına
güvenmişti ama o geldikten sonra yeniden yollar kapandı. Uzun bir süre daha
taze sebzeye hasret kalacağız sanırım. Yazın kuruttuğumuz sebzeleri ve
yaptığımız konserveleri kullanıyoruz.
Annem sacda ekmek pişirme işini tamamen çözdü. Yine de insan eski
alışkanlıklarını özlüyor. Sokağın başındaki markete gitmek büyük lüksmüş.
Burada ayda 1 sefer şehre inmeler olmasa sebze ve meyve görmek hayal. Gerçi
kilerde kasa kasa elma var. Elmanın ne kadar kıymetli bir meyve olduğunu burada
anladım.
*
Dedemin kırkını veremedik. Yalnızca çevre köylerden bir dede
gelip mezarlıkta dua okudu. Tek başına. Sonra biz gidip dualarımızı edip mumlar
yaktık. Köye aş dağıtıldı. İnsan görmeyince inanmıyor da orada yatanın dedesi
olduğuna. Daha önce anlatmıştım, dedem kendi mezarını kendisi kazmıştı. Ne
kadar kızdığımı hatırlıyorum. Şimdi orada yatıyor işte. Bütün ailem orada
yatıyor. En gencinden en yaşlısına.
Köydeki evlerinden çıkıp bir bir oraya taşındılar.
Özlem bu yıl daha garip bir hal aldı...
Sadece paylaştığın resim bile huzur veriyor insana. Köy hayatının eksileri olabilir ama sahip olduğu artılara sadece o ortamda olanlar sahip olabilir. Ayrıcalıklı yaşamın tadını çıkarmak gerek bence. Her şeyin hazır alınıp tüketildiği dünyada bazı şeyleri kendin üretip,saklayıp vakti geldiğinde tüketmek ne güzel şey. Maskesiz hayat, doğa, sessizlik ve huzur. Ne güzel bir şey. Bir gün herkes köylere dönecek. O gün sandığımdan daha yakın sanırım. Geçen yılların özlemini dindirmesini dilerim. Emeğine sağlık. Yine güzel bir yazı paylaşmışsın. Saygılarımla. Vesselam...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil