Yol
Hani şair diyor ya "Yol bir yere gitmez o bir durma biçimidir "
Aslında yol çoktan gidilecek yere gitmiştir. Yol olmazsa gidilecek yere varılamaz. Yol yok ise bir yolu olmalı diye düşünür insan. Gidip de varmanın her daim bir yolu olmalı.
Ve iki kapılı bir handa gidiyorken gündüz gece yolda çok şey bırakır insan.
Hansel ve Gratel gibidir bazısı. İzleri takip edersen gittiği yoldan vardığı yere ulaşırsın.
Dönüşü olmayan tek yol zamandır. Daima ileri götürür.
Doğarken böyle bir yolculuk yapacağını bilse insan yine de yürür müydü ?
Yolda bu kadar kayıp vereceğini bilse bence yürümezdi.
Kazandıklarından çok kaybettiği bir yolu yürümezdi.
Hele ki vardığı yer dipsiz bir kuyuysa.
Her sabah kalkıyor sona veya sonsuzluğa yürüyoruz. Hatta o yolda daha kararlı daha güçlü yürüyelim diye uyuyor yiyor sağlığımıza dikkat ediyoruz.
Peki hiçe giderken bizi bu denli aldatan nedir ? Nedir hiçe gidişi bu denli alımlı kılan ? Birbirini ezercesine öfkeyle hırsla daha mükemmel şekilde yok olmaya gitme çabamızı nasıl açıklayacağız?
Nedir bizi yolda tutan ?
Ve hep kötü müdür yoldan çıkan ?
Bilmiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder