1 Başrol 3 Film : Muhammet Uzuner




Daha önce bir çok tv yapımında yer almasına rağmen hepimiz Muhammet Uzuner'i Bir Zamanlar Anadolu'da oynadığı Doktor Cemal rolü ile tanıyoruz. Aslında Türk dizilerini takip edenler Parmaklıklar Ardı dizisinden kendisini çok rahat hatırlar ama bizde herkes belgesel izlediğinden sinemadan gireyim kesin olsun dedim. Kendisi duru oyunculuğu ve ses tonuyla diğer oyuncuların arasından sıyrılıyor. Şampiyonlar ligi gibi bir kadroya sahip Bir Zamanlar Anadolu'da filminde bile.
Biraz kimdir nedir tanıtmak istiyorum. 1965 Samsun doğumlu. Eşi yine kendisi gibi oyuncu olan Arzu Gamze Kılınç. Sinema tv harici kendisini tiyatro sahnesinde izleme şansımız da var.
Kendisinin çok bilinen işleri yerine bugün size aslında şahane ama sanat filmi olduklarından mütevellit pek duyulmamış 3 filminden bahsetmek istiyorum.

1- Dolanma 


2015 yapımı Tunç Davut filmi. Başrollerde Muhammet Uzuner, Defne Halman ve Baran Şükrü Babacan'ı izliyoruz.
Muhammet Uzuner burada her zaman ki naif rollerinden farklı sert mizaçlı birini canlandırıyor. Kemal aile evlerine kendisinin de pek tanımadığı bir kadınla döner. Annesi yakın zamanda ölmüştür ve kardeşi Cemal bu kaybın etkilerini hala taşıyordur. Eve gelen yabancı bir kadın kardeşlerin sakin hayatlarındaki dengeyi sarsar görünür fakat gerçek biraz daha farklıdır. Filmde insanların maruz kaldığı şeyler sonrası nasıl değiştiğini, suçu hep dışarıdan gelene nasıl yüklediklerini izliyoruz. Her şey o kadar basit değil ama. Yani ismiyle müsemma bir film.
Bu huzursuz ortama rağmen doğanın sesini duyduğumuz, o sanat filmlerine has sakinliğin olduğu bir film.

2- Taş 


2017 yapımı Orhan Eskiköy filmi. Başrollerde Muhammet Uzuner, Jale Arıkan, Beste Kökdemir ve Ahmet Varlı'yı izliyoruz.
Taş genel itibari ile bu üç film arasında bence en etkileyici olandı. " İnsan bilmeden inanabilir mi ?" bu soru etrafında dönüp duruyoruz film boyunca. Aslında izlerken çok şey düşündüm en başta inancın neye ve kime hizmet ettiğini.
Filmde yer yer şamanizme selam gönderiliyor. Hatta yine aynı kökten beslendiğini düşündüğüm anadolu aleviliğine göz kırptığını bile iddia edebilirim. İzleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Kapılarına yaralı bir halde gelen bir adam, yıllar önce kaybolan oğlunun döndüğüne inanan bir anne, hayli ağır sırlar taşıyan bir baba ve anne babasının sırlarını aşikar etmeye çalışan genç bir kadını izliyoruz. Jale Arıkan anne rolünde cidden müthiş. O çaresizliği taşıdığı yükü inanmışlığını öyle bir veriyor ki içiniz sızlıyor.
Köyler ve sırlar. Bu tema bize oldukça tanıdık öyle değil mi ? Ama işte her tanıdıklık klişe bir işe dönüşmüyor.
Seyfi Teoman'ın anısına ithaf edilmiş, güzel bir zemine oturtulmuş tertemiz film.

3-Halef 


2018 yapımı Murat Düzgünoğlu filmi. 3 yıl sonra Muhammet Uzuner ve Baran Şükrü Babacan yine başrolleri paylaşıyorlar Halef'te.
Portakal bahçesi için uzun yıllar sonra evine dönmek zorunda kalan bir adam olarak izliyoruz Muhammet Uzuner'i. Görünüşte portakal bahçesi için dönen ama kaçtığı bir çok şey ile yüzleşmek zorunda kalacak olan Mahir'e hayat vermiş bu kez yetenekli oyuncu. Filmde inanç teması yine önde. Reenkarnasyon, ölüm korkusu, portakallar, sara krizleri ve bir dergah. Hepsi ilginç bir şekilde birbirine bağlanıyor ve ortaya gerçekten izlemeye değer bir hikaye çıkarıyor. Her hikaye başladığı yerde mi biter izleyip göreceksiniz.

İyi Seyirler. 




Yorumlar

Popular Posts

Nobahari

Ben, Kirke

Ahlat Ağacı