Bir Başkadır...




Bir Başkadır geçen hafta izleyip izleyip hemen hunharca analizlere boğduğumuz bir dizi oldu. Bundan bunalanlar oldu fakat ben konuşulması taraftarıyım. Severim dizileri/filmleri otopsi masasına yatırmayı.

Dizinin bence ana teması yalnızlık. Yani "Ah bize neler ettiler" hissine kapılmadım izlerken. Karakterlerin hepsinin içine düştüğü bir yalnızlık durumu var. Fakat pek de bu durumla yüzleşip çare aradıkları söylenemez. Peri hariç. 

Hastasıyla terapide yaşadığı zorlukları  bir başka psikiyatristle paylaşıyor. Gayet açık ve dürüst bir şekilde kendini ifade ediyor. Zaman zaman kaçsa da Peri'nin bu çabası dizide belki de kendisine dair farkındalıkları olan tek karakter olduğunu gösteriyor izleyene. 

Gülbin her şeyi bildiğine o kadar emin ki Sinan'a Peri'nin kendisiyle paylaştıklarını anlatırken yansıtma yaptığının farkında bile değil. 

Yalnız ablası kesinlikle temsil ettiği şey. Derya Karadaş'ı tebrik ederim.

Meryem dizinin ana karakteri. Onun birbirine bağladığı kişileri izlerken iki dünyanın birbiri içindeki tezahürünü izliyoruz. Burada eleştirmek istediğim bir yer var. Hikaye bu gruplar içinde geçerken şunu fark ettim. Beni bu hikayede kim temsil ediyor ? Fakir ve zengin, eğitimli ve eğitimsiz, dindar ve dinsiz(!) ben bunların neresindeyim. Biz, gri(!) insanlar yok muydu bu dünyada ? İşçi sınıfı ailenin çocuğu kendilerini aşsın diye dişini tırnağına taktığı, eğilip bükülmediği, direnen kesim ve onların elindeki imkanlarla kendini gerçekleştirmeye çalışan çocukları nerede ? Eğer gerçekçi bir dünya kurduğunu iddia edip "Bakın bizi birbirimize düşman ettiler" denecekse sadece beyaz Türkler ve taşralı mı barışacak ? Veya Kürt Akpli abla ve Hdpli kardeşi mi barışacak  ? 

Berkun Oya'nın kendi mahallesini yazdığına ve oradan çıkamadığına dair düşüncelere katılıyorum. Tek taraflı ve pembe gözlüklü bir anlatım olmuş. Hoca karakterinin naifliği hepimizin hoşuna gitmiştir illaki ama o hoca o kadar istisnai bir karakter ki bugünki dünyada yaşasa başına neler gelir tahmin edersiniz. 

Tekrar yalnızlığa dönmek istiyorum. Dizide belki tek etkilendiğim hikaye Ruhiye'nin hikayesiydi. Onun kendi acısıyla baş başa, kendi içinde yalnız kalışı, kendini oradan kurtarmaya çalışması gerçekten güzel anlatılmıştı. Yasin'in kendince adaleti onu geri hayata döndürmeye yetti. Bu da insanın adalete ne kadar ihtiyaç duyduğunu gösteriyor bize. 

Diziye genel anlamda bakarsak eli yüzü düzgün bir iş olmuş İzlerken keyif aldım fakat hikayenin bize dayattığı şeyi sevemedim. Dedim ya ben o hikayede kendimi bulamadım. 

Daha çok tartışmalar okuyacağımız Bir Başkadır'la ilgili görüşlerim bunlardır. Bundan da eksik kalmadım diyor yeni dizilere ve filmlere yelken açıyorum.

Not: Dizideki karakterleri gözümün önüne getiriyor ve bu dizide Nihal Yalçın'a uyacak bir karakter yok diyorum. O seçim çok yerinde olmuş yani.


Yorumlar

Popular Posts

Nobahari

Ben, Kirke

Ahlat Ağacı